.

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Sen gel-me-den...

...
Özlüyor musun aydınlığı?
Her sabah soruyor musun,
yediğin ekmeğe peynire zeytine
neden bu kadar yalnızsın diye!
Bekledin mi benim gibi güneşli günleri?
Zindan mıydı içinden çıkamadıkların umuduna?
İstedin mi bazen susmayı bazen konuşmayı...
Uzaklara bakarken hayallere dalmayı...
Sadece bir kavuşmayı özledin mi...?
Hep 'o anı' düşünerek geçirdin mi günlerini?
Bugün birlikte gittiğmiz yerlere gittim.
Birlikte çay içmiştik o sahildeki çay bahçesinde.
dedim içime...
Adımlarım hızlandı.
Kaçmak mı istedim?
Ama niye geldim.
Kendime insafsızlık ettim.
Görmeliydi gözlerim yok oluşunu.
Hatıralar canlanmamalıydı ama olmadı...
Sonra başladım saymaya
birlikte yaşadıklarımız geldi aklıma.
Bazen sırf sana benziyo diye aldandığı/m hayatlar vardı
onları düşünmek istemedim.
Yürümüştük birlikte...
Gülmüştük birlikte...
Üzülmüştük birlikte...
Hep birlikte...
Peki ya şimdi neden ben kendimleyim.?
Neden sensizim?
Ve neden kırgın nedenlerim...?
Güneşli bi gün.
Denizin kokusu.
Kalabalık.
İnsanlar geçiyor yanımdan.
Kimi vapuru kaçırıyor kimi otobüsü.
Hayata koşan o kalabalığın arasında.
Bi bankta oturan yalnız' lık-tım ben...
Sen gelmeden...

Hiç yorum yok: