.

19 Mayıs 2009 Salı

Kah gülerken kah ağlar gibi olurken. .

....
Sigaranın ucunda bi aydınlık var ya bazen o aydınlık gibi hissediyorum kendimi.Küçücük ama kendini yakan...Bir gece balkonda efkarından içmek istediğin bunalıp gitmek istediğin vakitlerdeki gibiyim.Ben aslında güzel bi gün geçirdim. Piknik yaptık. Her yer yeşil. Kuş sesleri.Sakin.Detay dolu bi gezinti. Bi sürü şey var aklımda sana yazmak istediğim.Yeni tanıştığım insanlar.Biri 'Burak'. Benim gibi Ardahanlı:) Toprağım yani! Bu arada 'toprağım' birinin bana lafı.Her neyse kaderimizde benzeyişiyo Burakla,onunda annesi babası ayrı.Kalbinin güzelliği yüzüne yansımış gibi öyle güzel bi çocuk.Kardeşim olsun derler ya,öyle demeliyim sanırım bende burda. Birde Mert var adım mert kilolarım dert diyen bi ufaklık.Henüz 13 ya da 14 yaşlarında. Hepimiz o yaşlarda kendimizden büyük ablalara/abilere aşık olmuşuzdur,sanırım oda bana...:) Cidden bak. İkide bi lafla takılması falan. Ablacım diyorum ona ama:) Neyse Adnan var bide, top oynarken can kapan hep o oldu:) Kamalara kalan da ben! Nasıl koşuyorum toptan kaçarken.Çocukluğuma döndüm resmen,oynamadığımız oyun kalmadı. Bi ara çekirdek yerken ve aynı zamanda çay içerken isim türetmece bile oynadık birlikte.Güzeldi güzel. Arada bi farklı ortamlara girmek iyi geliyo bana. Yaşadığımı hissediyorum.Sevildiğimi anlıyorum. Unutmadan, birde Hasip var boy bi doksan çocukta, arkadaşımın kardeşi.Allahım çok matrak bi çocuk yaa: ) "Kirve" deyişini ondan kaparım yakında:D Cümle içinde çokça 'kirve' diyo:) Hani bi erkeğe denilebilir ama bi bayana ilginç geliyo yani bana. . Ve pikniğin en can alıcı noktası. Kebaplar. Arkadaşımın babası,Leventte kebaplarıyla meşhur bir yerde kebap ustası. (Adını yazmim şimdi reklam olmasın!: ) Patlıcan kebabı bile yaptı. (Ki benim en sevdiğim kebaptır kendisi: )Adana,Urfa o kadar çok kebap çeşidi vardı ki. Artı olarak mangalda tavuk,kanat.Dolma biber közde çok güzel oluyo keşfettim.Közde domates Allahım yerken dur diyemiyorum kendime! : ) Biber patlıcan aynı şekilde. :) Bu yazıyı okuyan kişi tamam haklısın,yediğimiz içtiğimiz bizim olsun ama yazmak istedim işte! Okuyanların canı çekebilir.(Ama oda umurumda değil. Çok istiyosanız gidin sizde pikniğe:)Çok uzun zaman olmuştu,piknik yapmayalı.Devrik cümleleri seviyorum. Kendimi sana anlatmayı da.Küçük ama komik bi anı var bugün anlatıldı bana da. Arkadaşımın yengesi kaynanasıyla pazara gidiyor.Ki piknikte bizimleydi Gülizar teyze. Gucci gözlükleriyle masa da bi köşe de oturuyodu. Torunlarını izliyodu.Pazarda bi pazarcı şöyle demiş kendisine "Güneş gözlüğün olaydım teyze" : )) Çok güldük bu olaya arkadaşımla:)Hep özlediğim şeyler var ya benim sende bilirsin aile ortamı anne baba çocuk kardeş vs. Bugün buna doydum sanırım.Neden demeden yaşadım.İsyan etmedim içimden. Neden benim diye başlayan cümlelerim olmadı. Hayır yalan! değil.Arkadaşımla ağacın gölgesinde dertleşirken şarkı söylerken kah gülerken kah ağlar gibi olurken o hiç aklıma gelmedi...Adını anmadım. Ateşinde yanmadım. Bir türkü vardı 'kime kin ettin' diyen. Onuda söylemedik. Bizi kuşlar dinledi sessizlik dinledi,rüzgar dinledi.Gözümden akamayan gururuma yenik düşen yaşlar vardı.İsim türetmece oynarken onun adını söyledi ve bana uzun uzun baktı.Ne dedim sesli bi şekilde. Ne? Hiç...ti aslında cevabı. Ama o bile olmadı... Çok detay var aklımda telefonda gözümüz kapalı şarkı seçerken dinlemek için,beni anlatan o şarkının çıkması. Ve benim onun için şarkı seçerken onun sevdiği şarkıyı bulup açmam. Ondan habersiz. Çocukla çocuk olmam. Dostla dost. Anneyle anne. Evet üşür üstüne bi'şey giymeliydi demem. Hepsi benim.Bazen çok sesli,bazen sessizim...

Hiç yorum yok: