.

30 Haziran 2009 Salı

Delilik işte...


....
Bir gece değil, her gece beni dinleyebiliyor.
Bir derdimi değil,
herşeyimi o'na anlatmama izin veriyor.
Yeter artık sus demiyor,
kalbimi kırmıyor, beni değiştirmeye çalışmıyor!
kabul ediyor!

Gözyaşlarımı silmiyor,
ama ben ağlarken gözyaşlarım o'na dökülüyor. .

O bundan rahatsız değil,
belki de memnundur..
Bilmiyorum ki . . Bilmiyorum. .

O kim mi?
Sevgilim veya arkadaşım değil...
O benim her gece sarılıp uyuduğum yastığım. .
.
Delilik işte, bir yastığa bile anlam yükleyebiliyorum...
.Ama olsun, ben onu seviyorum!


21 Haziran 2009 Pazar

Anlat! ma.. dığın. . da. .

Sana yazmak gelmiyor içimden biliyor musun? Hani çok cümlem var aslında sana anlatmam gereken. Bak biz böyleyiz diye açıklama getirsem bi çok şeyi teker teker anlatsam ne olur ki? Anlatmadığımda yaşamadığımı düşünmüyosun,yaşadığımda anlattığımıda biliyosun. . Hayaller hayal olarak kalmamalı hiç bi zaman... Hani gidiyorum derken, gitmeli insan... Neler geçti yanımızdan... Dur dedik mi ? Bekledik mi ? Yoksa sadece yanımızdan geçmelerine bakıp gülüp geçtik mi? Hep çoktu sorularım. Hep vardı bi merakım...Yaşamak istediklerimizi özlüyorum... Dün gece seninle telefonda konuşurken ve o şarkıyı birlikte söylerken, tekrar anladım... Neyi anladığımı bilmene gerek yok,anladığımı bil yeter senin için. . Bazen yazarken şaşırıyorum biliyor musun, "de" bağlacını doğru kullanıp kullanmadığımın endişesi kaplıyor içimi. . Şair ruhlu insan böyle anlatabilir sanırım kendi bekleyişini. Edebiyat üzerine master yaparım evet sonra hangi lisanstan mezun olduğumun önemi yok. . Biliyorum! O zor günler solan güller eskidendi. Geçti!

Seni seviyorum... Canım dostum...

18 Haziran 2009 Perşembe

Düş gibi kal...an....

Oturuyorum. . Sessizlik birikmiş içimde. .
Değişmeliyim biliyorum...
Rüzgar odanın perdesini uçuruyor.
Onunla birlikte bende savruluyorum. .
Hissizim,sanki anlamsız bakıyorum...
Bi şarkı çalıyor,ölümü hatırlatıyor.
Düşünüyorum düşleri...
Düş gibi kalan! herşeyi. .
Çocuk sesleri
var dışarıdan gelen.
Hayat var belki de bir yerlerde.
Bir günüm bir günüme uymuyor.
"Nasıl bir yaşamak bu?" diye
sorular var,cevapları bende değil.
"Cevabımı bulun getirin!" desem,
gelenler; "gelsin! istediklerim" değil.
Yan komşumuza sinir oluyorum son günlerde,
tak tak tak sesler hiç eksik olmuyo nedense.
Tadilat var! mış aman bana ne!
Rahatsız etmeyin diye kendi kendime söylensem de,
bir dönem aynı sesler bizim evde de eksik olmuyodu.
Tadilat sebebiyle..
Herneyse. .
Saçma! lıyorum...
Aklımda kalan herşeyi. .
Sana saçıyorum.
Uf anlamını bilmediğim kelimeleri merak ediyorum.
Bu sefer son diye söylediğim sözlerim var kendime,
unutmuyorum.
Anlamsız değil/im anlamlı/yım aslında,
ama çaktırmıyor/um.
Aşk olsun yani bana...İnan aşk olsun...
Umudum olsun...
Yorulmuş/um... Dinle! nsin ruhum...
19:17
18.06.2009

14 Haziran 2009 Pazar

Sesin çok temiz...
Kulağımı tırmalıyor...
Beni mutlu etme! ye
hakkın yok! senin...
Hakkın yok !
demiş! sin...
Sen biliyor musun,
kendi kendine konuşan bir delisin...
Çok değilsin, ama az da değilsin...
Anlamıyorum seninleyken kendimi...
Bu ben değilim diyorum, sana...
Ama duymuyosun beni...
Aklın başka yerlerde.
Oysa bilyorum aklın hep b e n d e...
Sonu olmayan bir yolda yürümeyi istemiş olabilirim.
Hem ben, kendimi hep çok sevdim...
Y i n e d e elimi tutmanı bekledim..
Sana ihtiyacım yoktu benim...
Yalancıyım ben...
Yalanım...
Canını acıtırım!

11 Haziran 2009 Perşembe

San...a...

...
Sana başka bir şehirden yazıyorum demek isterdim.
Sana bir çift yeşil göze vuruldum galiba
demek isterdim.
Sana "yeniden aşık oldum,zor olmadı unutmak,
bak işte yine sevdim" demek isterdim.
Sana seni görmeyi,
sana seni sevmeyi istediğimi, söylemek isterdim.
Sana her geçen yazda özlediklerimi anlatmak isterdim.
Sana birden karşına çıkmamın nedenini
bilmediğimi söylemek isterdim.
Sana bana en çok yakışan o gülüşle gülmek isterdim.
Sana aşkta hep yanıldığımı aslında
hep kendimi kandırdığımı söylemek isterdim...
Sana güzel ıslık çaldığımı söylemek isterdim.
Sana güzel yemekler yapabilirdim.
Sana en çok sevdiğin tatlıyı yapardım.
Sende afiyetle yerdin. .
Bi gece "beklemek zor" derdin...
Bende çıkar gelirdim...Sana...
Sana...
Ben sana...
Sen, bana aşık olduğunu söylemezdin,
ben anlardım,gitmek istemezdim...
Susardım,içimden gülerdim.
Gülüşün derdin yetiyor mutlu olmama...
Sen bana vurulduğundan bahsetmezdin, ama severdin.
Sessiz. . .
Susmak engel değildi aşkı yaşamaya.
Sen ve ben olmaya...
Sen,ben
sen ve ben
ve sen ve ben
senle sensiz,benle bensiz
hep sensiz...
Sensiz bir ben
bensiz bir sen
ben ve sen
Sen ve ben
yani biz, yani ikimiz...
artık gülmeli! yiz.........

8 Haziran 2009 Pazartesi

Gözlerim senin gibi yeşil değil anne.. . .

Gözlerindeki o bitmeyen keder var ya... Hani ağlamak istiyorken susan o yeşil gözlerin... Neden gözlerim senin gibi yeşil değil anne? Neden derdim küçükken. Hep senin gibi olsun isterdim gözlerim. Bu yüzden mi hep yeşil gözleri sevdim? Yeşil gözlerim olsun istedim.. Neden hep yeşil huzurdu benim için. Sen huzurdun... Gitmeyi sevmem belki bunun bile sebebi sensin,aslında çok fazla güçlü değilken bile güçlü gözükmem... Neden biliyor musun anne? Dayanamadığım ağladığım zamanları biliyor musun, anne ben ağlarken sen susuyor musun? Çok şey söylemek isterken ben hep sustum... Senin kadar güçlü değil miydim?Bir nefeslik şu hayatta ne istedim...? Ne istedim de oldu anne...? Elma şekeri veya oyuncak bi bebek istediğim zamanlar senden. Ne kadar geride? Hatırlıyor musun kolum kırıldığında, acımı unutturmak için,bana aldığın beşikli bebeği? Şimdi hangi oyuncak bebek unutturur ki bana yaşadığım ağır yenilgileri? O zamanlar modaydı o bebekler ve benim en çok istediğim şeydi.. Seviyordum bebekleri, seviyordum anneliği. Sen anne hiç değişmeden nasıl böyle kalabiliyorsun...? Bir dediğimi iki etmiyosun. Senin gibi kimse sevemez beni biliyorum. Benden istediklerinin de farkındayım. Ama olmuyo anne... Ben sevemiyorum.Güvenim mi tam değil insanlara,bunu merak etmiyorum. Mutluluğumu istiyosun... Kendimi kendime bırakmamı sevmiyosun... Bekliyorum anne bekliyorum. Ama ben sensiz kalmak istemiyorum. Bugün düşündüm de yokluğunu ben sensiz ne yaparım anne... Eksik bir yüreğim var,ve o eksikliği sen hissettirmiyosun ama ben yaşıyorum. Odamın camı açıkken dışarıdan gelen bi ses bile ağlatabiliyo beni. "Baba çay ister misin" diyo bi ses. .Bir kız babasına soruyo bu soruyu. Balkonda oturuyolar. Sesleri duyuyorum. Odamda sessiz sessiz ağlıyorum. Susmayı öğreniyorum. Bazen çok ağır geliyor öğrendiklerim bana. Onların ağırlığını çekemiyorum. Haykırıp içimden atmak istiyorum kalbime acı veren herşeyi. Susmak yerine söylemek istiyorum! Küçük bir çocuk gibiyim,söz dinlemeyen. Düşeceğimi bile bile o ağaca çıkıyorum. Düş oluyorum. .Sen biliyorsun, bakkala ekmek almaya gidip gelmek kadar kısa hayat. Yaşa diyorsun. Anne olmamı istiyorsun. Görmek istediklerin var ölmeden. . Ölüm deme anne... Hayat de... Acıları çekmek olgunlaştırdı yüreğimi... Ama yalan anne. Yalan. Ben büyüyemedim. Sustum! Dese! m de inan! ma anne. .Ben susmayı hiç öğrenemedim...

1 Haziran 2009 Pazartesi

Adı hiç olmadı aşkın. . .

....
Böyle birilerine kızınca veya sinirlenince yanağım kızarıyor....Aslında ruhen pek iyi bi durumda olmuyorum o anlarda,lakin yüzüm al al olunca güzel oluyor.Bazen çok saçma şeylere takılıp duruyorum,harcadığım zamana yazık diyorum.Ama kendime söz anlatamıyorum.Hep bi 'umut var' sanıyor yüreğim ama yok aslında ...O yokluğu görmek istemiyor gözlerim.Neyse ya kuzenim vardı ya hani.Ona yakın bi arkadaşımı ayarladım.Çok amiyane bi tabir ama böyle.Vesikalık resmini gördü arkadaşım; "aay çok yakışıklıııı" diye bi tepkinin sonunda numarasını istedi benden. Yok sonra vazgeçti, sen kuzenine mesaj çek bi arkadaşım var resmini gördü tanışmak istiyor bu da numarası de dedi..Aynen ilettim.Ve ekstra olarak 'kanka kızı ayarladım' dedim. Hiç bana yakışmayan cümleler esasında bunlar ama gerçek oldu...Bundan öncede böyle tecrübelerim vardı birbirini seven insanları kavuşturmak gibi... Sevenler kavuşur! dimi? (Evet..) Herneyse konunun özüne dönelim. Kuzenimle yakın bir arkadaşımın başını bağladım.Kuzen aradı.Akşam vakitleri.Arkadaşım yanımda.Telefonu hoparlördeydi.Yani konuştuklarını dinledim. Hahay o benim başımın etine yiyen kuzen nasıl kibar,cümleleri seçe seçe konuşuyor. İnşallah kıskançlık krizine girmem.. Neden? Çünki kuzenle hep çene çalan bendim.Bi ara Z. yanında değil dimi dedi,yok dedi arkadaş ben eve geçtim.Ay nasıl eğlenceliydi.Konuştular velhasıllı anlaştılar.Bi hafta içinde kuzenim İstanbula geliyor.Biz onu gezdircekmişiz,öyle istiyo ama araba yok ki yaa !Neyse ayarlarız dayımdan falan arabayı alırız artık.Kuzene diyorum arkadaşımla evlenirsen her istediğimi alırsın. Bi dur de kendine, evinin hanımı çocuklarının anası olsun işte dedim.Olur dedi şimdilik. Unutmadan aileler de girdi olayın içine. Teyzem sormaya başladı kız nasıl diye.Sonra onlar da gelceklermiş,arkadaşımı görmeye. Hay allahım ya kısaca gençler aralarında anlaştılar durumu oldu yaşananların kısa özeti bu. .Bu arada 'gelin' olacak arkadaş şimdiden gelinliğini düşünmeye başladı.
Bense onun gibi olamadığım için kendime şaşırdım.
Hiçbi zaman duygularımı öyle apaçık bi şekilde ortaya koymadım...
Bu yüzden oynadığım hiçbi oyunda kazanan ben olmadım...
Misal birisi vardı. Adını anarak canımı yakmak istemiyorum.
Yıllar öncesiydi. Ona da söyleyemedim. Hislerimi. Hiç.
Bi kere bile... Sonra o öldü...
Ölmesi bana rüya gibi geldi.
İnanamadım başlarda, sanki o hep vardı uzaklarda...
Sonra değersiz sevgiler yaşadım.
Adı hiç olmadı aşkın...
ZK
18:41
01.06.2009