.

13 Kasım 2011 Pazar



Uzun mektuplar yazdım, 
sahil boyu uzun yürüyüşler yaptım.. 
Zamanı, aşkı, vefayı, 
özlem duymayı hasreti anladım.. 
Gözyaşları gördüm gülüşlerle güldüm.. 
Bir dokunuşun bir anı değil, 
bir ömrü doldurduğunu anladım.. 
Kendi seçimimi yaşadım, 
ben seçtim dedim,
 zor da olsa ben kabullendim. 
Ellerim kınalı yazılar yazdım, 
kına kokusu bile ağlatır şimdi 
uzaklara giden bir gelini, 
dedim yüreğimize.. 
Sen ve ben diye başladım her cümleye..
 Onun yanağındaki çukura hayatımı sığdırdım. 
Onun dudağındaki beni'ne kendimi sakladım...

9 Ağustos 2011 Salı




Çok uzun zamandır yaşadığım bir şey var. Kendimi anlatamamak. Ben ki , cümlelerle dans etmeyi seven o şaşkın budala.. Ben ki hayat güzeldir cümlesinde hala güzellik bulan acı. Evet o bendim.. Nasıl böyle değiştim bilmiyorum belki de zaman belki de yaşadığım o zor yıllar.. Hayatı bana öğretti.. Neden* - Bilinmez ki. Hayatta en çok korkuyu yaşadığımı biliyorum ama. Sevdiklerimi kaybetme korkusu.. O kadar hain bir duygu ki. Karşısında çırıl çıplak kalıyorum. Kaybetmek istemiyorum.

27 Temmuz 2011 Çarşamba

,,

Hayatın oldum. Hayatım oldun..

25 Haziran 2011 Cumartesi

Sözlendim. Artık sadece ona aitim..  Artık sadece biz varız..
Aile olduk, abisine abi diyorum ablasına abla..
Annesine anne.. Garip geliyor, ama alıştım..
Parmağımdaki yüzüğün sahibi..
İçinde adın yazan, bu yüzük gün boyu
mutluluk kaynağım olmaya yetiyor..
Seninle olan her şey 
bana bambaşka geliyor..
Hayatımdaki ilkler seninle çoğalıyor..
Bir gün görmesem, özlüyorum...
Huzurumsun.. Huzurum...

8 Haziran 2011 Çarşamba


Seninim...
Seninle birim.
Duvarlarımı yıktım senin için.
Seni içeri buyur ettim..
Şimdi en güzel yerdesin..

25 Mayıs 2011 Çarşamba


Dudağındaki ben'i, 
sokaklarda gülerek gezmelerimizi,
ellerindeki şefkati,
sana ait herşeyi,
seviyorum...

1 Mayıs 2011 Pazar



Ne kadar yorgunum biliyorum, bitmesine yakın olan hüznü seviyorum.. Belki de yazamadığım için ağlıyorum, mutfakta salata yaparken misal, normal değil öyle bir kaç damla yaş değil.. Hıçkıra hıçkıra.. Ağlıyorum mu dedim, hayır hayır ağladım! Sana gözünden yakındım.. Boşuna yaşanmış sevinçler vardır, bi' köşede durur öylece boş(un)a! Saklanırsın, gel derler sana, gitmezsin inadına. İnadın vardır senin, kendini bilmişliğin. Kendini beğenmişlik asla değil..Beğenmezsin ki sen kendini, hep bir kusur bulursun. Gülen masum gözlerin vardır, onları ağlatıp durursun! Belki onlar ağlamayı hak etmiyor bedeninde olmaları sana ait olduğunu göstermez ki.. Neden ağlatıyosun gözlerini? "Neden" hayatta en çok nefret ettiğin soru di mi? -Evet.. Hiç durmadan yazdın, hiç durmadan ağladın.. -Ne oldu? Hiç... Ah bi'de sigaraya başladın! Bir kaç günlük huzur istemiyorsun sen. Bir kaç yıllık yahut bir kaç asırlık! Ne fark eder ki.. Perişansın şimdi..

24 Nisan 2011 Pazar


Böyle en kral arabesk şarkılarını bir bir dinleyesim var, 
efkarım olduğundan mı bilmiyorum yani insan neden dinler
 canını yakan şarkıları hiç merak etmiyorum! 
Kendime küsmüyorum ben , garip olan insanlara küsüyorum! 
Canım yanıyor benim uzak durun! diyorum,
 onlar bunu dinlemiyorlar. 
Daha çok canımı yakmaya çalışıyorlar! 
Böyle her gün bir parça daha fazla. 
Evet hep daha fazla. Bu son cümlem bir öncekiyle 
aynı ama bilok idare et artık,
 müslüm baba dinlerken ancak bu kadar yazabilirim sana. 
Boş sokaklarda yürüyorduk seninle. 
Senin yanındayken en huzurlu en mutlu benim. 
Hayatım seninle bir çizgi film tadında ilerliyor sanki. 
Herşey renkli. Herşey bir başka geliyor gözüme. 
Perdeyi sen açıyorsun sen kapatıyorsun.
 Lütfen bana bağırma. Lütfen beni ağlatma. Lütfen.... 
ßu hayat yeterince zor zaten! Birde sen zorlaştırma. 
Yazım çok saçma sapan oldu ama uf saçma bile olsa sen anla..

18 Nisan 2011 Pazartesi





Bir sahil sessizliği istiyorum, aslında daha bir gün önce o sessizliği yaşıyordum.Kendini sevme demişim sana, ne kadar aptalca! Kendini sevmelisin sen , bana aldırma. Yani insan kendini sevmeli, bu kaderimdir diyerek boyun eğmeli! Öyle mi! Belki de. Sorguladığım şu hayatı, sormuyorum artık. Anlık mutluluklarla sonsuz mutlulukların yaptığı bir kavganın sonucunda ağızdan çıkan bir "keşke" gibi, dökülüyorum dudaklarından.. Uzak nedir diyorum sana, senin bana uzak olmanın anlamı nedir* Sen yakın olunca bile uzak olursun. Sen uzak olunca bile yakınsın. Bu nasıl çelişkidir? Kalabalığın içinde soruyorsun bana, sevgim sende midir? Cevabını bildiği soruları niye sorar insan; kendini tatmin etmek için mi? Seviyorum demek yetersiz midir bazen? - Olabilir..  Anılarından bile bıkar insan, hiç gelmeyecek olan bir geleceği bekler durur. Hayat beklediğimiz anların toplamı..dır belki de. Sürekli beklemedeyiz. Doktorları bekliyoruz hastanelerde. Trafik ışıklarını bekliyoruz trafikte.Bir bebeğin doğmasını bekliyoruz ana rahminde. Daha çok beklediğimiz şey var, hayat beklemelerle geçiyor zaten. Beklemiycem ben artık diyemiyosun ki! Deme zaten, bekle. Zamanı gelir her şeyin. Ağlamanının, gülmenin.. 

4 Nisan 2011 Pazartesi


Yağmular neden siyah yağmıyor..? Merak ettiğim tek soru bu değil, yeryüzü ile ilgili aman neyse.. Ümit sayın&Tarkan düetine takıldım bu aralar.. Hani takılırsın bi' şarkıya, gece gündüz söyler durursun! Anlamını anlamazsın söyledikçe kaybolur sanki anlam, öyle işte.. Şarkının anlamı kayboldu ama yine de dinliyorum.. Gitme! diyor çoğunlukla.. Ha bi'de şu cümle nasıl denk geldi kendime; gelmedi belki de ben uydurdum..  
Bir gün giycem siyah ayakkabılarımı, siyah yağmular yağarken gidicem bu şehirden.. Deli gibi özlerken kendimi, kendimsiz olmayı düşleyerek aşıcam yolları.. Sever mi insan kendini, yoksa kendini sevemediği için mi sever başka birini..? Sus sen sevme kendini..

5 Mart 2011 Cumartesi

Anne sana neler yazmak istiyorum anne içim acıyor, anne zaman beni anlamıyor anne ben ölmek istiyorum hayatı sevmiyorum desem sana üzülürsün.. Anne ben senin üzülmene dayanamıyorum, en çok sen mutlu ol istiyorum hayatta, benim mutluluğum senin çünkü. İnan sırf bunun için sen benim mutluluğumla mutlu olduğun için mutlu olmak bile istiyorum. Bir yuvam hiç olmadı anne, olamadı. Geçen dizinin birinde izliyorduk seninle. Çocuğun biri, sabah hazırlanmış kahvaltı masası için teşekkür ediyordu annesine. Babasına birlikte kahvaltı yapmayı özlediğini söylüyordu. O an içim o kadar doldu ki, anne en çok içim acıdı, kalbimden öte! Çok basit şeyler istedim ben, sıradan şeyler.. Her gün milyonlarca insanın yaşadığı. Rüyamda babamı gördüm biliyo musun, bunu sana söyleyemedim, 'üzülme' diye. Şimdi bunları ağlayarak yazıyorum, bütün gün yüzümde o tatlı gülümsemeyle dolandım durdum. Şimdi kendime sarılıp, ağlıyorum.

22 Şubat 2011 Salı


Onun sözünü dinlediğim zaman herşeyi doğru yapmış oluyorum.. Onsuz kalabilir miyim sorusu aklıma geliyor hemen kovuyorum. Ben onsuz olamam, biliyorum.. Ona bu kadar çok değer verdiğimi belli edemiyorum. Bu kötü işte. O kadar çok sevmeme rağmen onu, bunu ona belli edememem.. Yapamıyorum.. Sıkıca sarılamıyorum mesela, öpüp koklayamıyorum.. Sanki sarılsam gidicek, sanki öpsem bi'daha gelmiycek gibi , korkuyorum.. Belki çok sevdiğimden, deli gibi korkuyorum onu kaybetmekten... Hani kimselere anlatamazsın, birden ağlamaya başlarsın ya, hani Şubat ayını hayatının hiç bir döneminde sevmezsin ya.. Hani gidenler hep gider hani kalanlar hep kalır ya.. Ağlamak gelir, kalır çokça zaman.. Gitmez. Gidemez. İşte öyle gitmesin istiyorum. Benden hiç gidemesin.. Bir yanı hep bende kalsın istiyorum.

14 Şubat 2011 Pazartesi

Seni çok yaşadığımdan yazamıyorum. Seni yazsam çok yaşayamam..

4 Şubat 2011 Cuma

Her yere seni yazmak istiyorum, böyle yürüdüğümüz sokakların adlarını filan ezberlemek istiyorum..

Hani gözlerinin içine bakarken, sana anlatmak istediğim her şeyi bir çırpıda anlatmak isterken, bi' an... gelişi güzel dokunuyosun ya yüzüme, ben o an'..da kaybolma..k istiyorum..

"Sadece benimle mutlu ol, istiyorum" dedin ya,

sana verdiğim sözleri unutmuyorum..


1 Şubat 2011 Salı


Ben galiba sana..
yani şey aslında,
hani hep diyorum
bazen diyemiyorum ya
onun gibi bi'şey..
Sen daha önceden
bana bu kadar yakınken,
nerdeydin?
Sana kim söyledi benim varlığımı..?
Kim fısıldadı kulağına bu aşkı?

28 Ocak 2011 Cuma




Sanki sen 'hayat' dedin bana,
sanki sen yazdın o satırları..

Bu kadar olabilir mi, ,
insan kaçtığı gerçeğe yalan diye tutunabilir mi?

-Tutundum.

Sabaha karşı sorma beni.
Unut gitsin..
Ben öyle yapıyorum..

Yaşanmamışlar var,
ve yaşanılanlar onları geçti.
Elimde değildi diyemem,
elimdeydi ben izin verdim böyle olmasına.

Kalp kırıklığının bir sesi vardır,
ama duyurmak istemedim onu sana..

Son zamanlarda çok susuyordum zaten..
Anlamalıydın senden geçtiğimi..
Anlamalıydın sadece hatır için seni sevdiğimi..
Belki sadece dostluğun benim için önemliydi..

Sen başkaydın diyordum ya hep hani,
şimdi başkalarına diyorum ben bu cümleyi..


Eyvallah.

20 Ocak 2011 Perşembe

18 Ocak 2011 Salı



- Senden kop(ama)mak nasıl bi'şey biliyor musun..

- B e n benden
hiç kopmadım ki!

10 Ocak 2011 Pazartesi


9 Ocak 2011 Pazar



Hala kuşların birlikte uçması beni heyecanlandırıyor.
Hala gökyüzünde mavi'nin pembeyle karışması beni mutlu ediyor.
Bu sabah mıydı?
Hayır, dün sabah..
Kahvaltı hazırlarken sana,
'sen severdin incir reçelini'
dedin bana..
Unutmamışsın, şimdi karşımdasın..
Canımsın sen, c a n ı m s ı n !

4 Ocak 2011 Salı



Senin canın yanmasın istiyorum.
Senin gözlerinden yaş gelmesin. Sen 'ağlama!' istiyorum..
Dayanamıyorum acı çekmene, ağlamak geliyor içime..
Sonra dur! diyemiyorum kendime..
Hani hep dur derdim ya gelenlere... Bu sefer diyemiyorum.
Başkalarıyla olmamı isteyen bir yanlızlığım var,
sana başka bir şehirden yazan kalbim...
Aramızdaki kan bağı mı seni bende bu kadar değerli yapan?
Söyle açıklanmasını beklediğim bir şey değil bu.
Sadece canın yanmasın senin..

Yanmasın. .

3 Ocak 2011 Pazartesi




Hayatta en çok anlamak istediğim insanı anlayamıyor-um!