.

5 Mart 2008 Çarşamba

Susuyor...(um)

Durup bağırmak istiyor
um ya da
tam tersi susmak...
Durup gitmek istiyor
um
ya da tam tersi kalmak...
Belki inanmak istiyor
um
belki kandırmak...
Ama en çok anlamak istiyor
um,
anlatmak...
Her şey susarken zaman konuşsa ne fayda...
Galibi s e n diyor şarkı inanmasam da...
Kimse yenmedi yenilmedi bu savaşta...
Biliyorum. . .
Bak şiir gibi yazmak istemiyorum...
Ama yazıyorum...
Yapmak istediğim ne çok şey var oysa
yapmıyorum... Hep erteliyorum...
Günleri sayıyodum önceden,şimdi saatleri bekliyorum...
En çok gece olsun istiyorum... Karanlık olsun odam...
Kimse bilmesin yalnız benim olsun iç dünyam...
Bugün duyduğum bi laf takıldı aklıma...
Önce can sonra canan derlermiş...
Nerde bu sözün inceliği ben göremiyorum...
Peki ya ben canımı nerde bıraktım bulamıyorum...
Geride bıraktığım İ S T A N B U L da mı
yoksa o şehrin içinde olmadığım için üzülen insanlarda mı?
Neyse öksüz sorularım bitmez benim...
Aslında başlamadan bitirmeliyim...
Bu arada günlük denen sayfa! Bu sözüm sana!
Ben öğrendim sende öğren...
Zaman yalan söylüyor bu oyunda!
O sözle birlikte öğrendiğim bi'şey daha var...
Üzülüyorum diyorum...
ÜZÜLME! boş şeyler için diyor...
Peki üzüldüğüm şeylerin boş şeyler olduğunu nerden biliyor?
Beni nasıl anlıyor sadece gözlerimi mi seviyor?
Yoksa o gözler benim diye mi gülmüyor?
Sevmiyorum kendi kendime yazmayı...
Kendi kendine konuştuğunda mı insan deli oluyor?
Günlük! S o r u y o r
um,
ama cevap verme (k) istemiyorum...
Yalnız
S u s u y o r
um...
İstediğim tek şey sessizliği dinlemek...
Geçmişi hatırlamak istemiyorum
O'da unut[a]madığımı bildiği halde
acı çekmemi istemiyor...
ßende daha fazla düşünmek...
Ama g e r ç e k bu...
Özlüyorum İstanbul'u...
ßütün geçmişim o biliyorum...
Çocukluğu
m,unutuluşum,suskunluğum hepsi o'nda kaldı...
Geri almak istemiyorum onları...
Ama... Biliyorsun..
Ama'yla başlayan cümleleri de sevmiyorum..!
Neyse git!
meliyim...
Daldığında gözlerimin içindeki gülüşe...
Gördüğün o
karanlık b e n i m!!

ZK
...

Hiç yorum yok: