.

17 Temmuz 2009 Cuma

Bu gece dilek tuttum, biliyo musun inanıyorum çocuk gibi bu defa son olsun diyorum, bu defa son... Bana sorulan sorulara cevaplarım gayet net. Buldukların aradıklarına eş değer değil, ondan, dedim ya sana neyi arıyosan o senin içinde... Neden başka bi yerde arıyosun? Aynaya bak gözlerine... - Ağla(ya) mıyorum... deme... Ben ağlayabildiğini düşünüyodum,önceden olduğu gibi... En kötüsü o hiç ağlayamama!k... Çok yaşadım o durumu.. Boş boş duvarlara bakmak.. Aradıkların sende olmalı, sende... Kafanda biriktirdiklerini çöpe at bir an önce.. Beni soracak olursan, mutluyum bu gece... "Gidemem" diyen bi şarkı bile hüzün vermiyo gönül evime... Hiçbişey dağınık değil, her şey yerli yerinde. Parkta kaybolmuş bir çocuk gibiyim. Bilmiyorum nereye gittiğimi veya nerede olduğumu, ama bulunduğum yer öylesine benim ki, o bilmeyişim beni korkutmuyor. Öyle çok benim olması, bana güven veriyo inanıyorum çocuk gibi evet saf beklentisiz! bi inanç bu... Nasıl beni buldu? Hiç bilmeden... İnanıyorum... Sana düşündüklerimi, sana yüreğime değen sözleri, sana beni ben yapan her şeyi yazma potansiyeli var bende. Çok geveze duruşların ardında saklan! mak isterken,yine sana yine sana kendimi, içimde gizlediğim ben'i anlatmak.. Sen hiç anlamadan hatta ruhun duymadan, kendimi sana tekrarlatmak.. Bende tekrar ediyosun, yaşadıklarını, bende buluyosun sorularının cevaplarını... Bana "Hep mutlu ol hep" derken sen... Buna inan! mak... İnanıyorum... S e n d e i n a n en çok kendine, yüreğine, aynaya bak dediğimde gördüğün gözlerine...

2 yorum:

UÇURTMA;) dedi ki...

son bölüm gerçekten hoşuma gitti, farketmeden bile tekrar ettirmek:)
güzel

ZK dedi ki...

Evet,yaşarken yazmak gibi, yaşamadan yazmaktan öte... Yorumunuz için, teşekkür! ler. .