.

8 Haziran 2009 Pazartesi

Gözlerim senin gibi yeşil değil anne.. . .

Gözlerindeki o bitmeyen keder var ya... Hani ağlamak istiyorken susan o yeşil gözlerin... Neden gözlerim senin gibi yeşil değil anne? Neden derdim küçükken. Hep senin gibi olsun isterdim gözlerim. Bu yüzden mi hep yeşil gözleri sevdim? Yeşil gözlerim olsun istedim.. Neden hep yeşil huzurdu benim için. Sen huzurdun... Gitmeyi sevmem belki bunun bile sebebi sensin,aslında çok fazla güçlü değilken bile güçlü gözükmem... Neden biliyor musun anne? Dayanamadığım ağladığım zamanları biliyor musun, anne ben ağlarken sen susuyor musun? Çok şey söylemek isterken ben hep sustum... Senin kadar güçlü değil miydim?Bir nefeslik şu hayatta ne istedim...? Ne istedim de oldu anne...? Elma şekeri veya oyuncak bi bebek istediğim zamanlar senden. Ne kadar geride? Hatırlıyor musun kolum kırıldığında, acımı unutturmak için,bana aldığın beşikli bebeği? Şimdi hangi oyuncak bebek unutturur ki bana yaşadığım ağır yenilgileri? O zamanlar modaydı o bebekler ve benim en çok istediğim şeydi.. Seviyordum bebekleri, seviyordum anneliği. Sen anne hiç değişmeden nasıl böyle kalabiliyorsun...? Bir dediğimi iki etmiyosun. Senin gibi kimse sevemez beni biliyorum. Benden istediklerinin de farkındayım. Ama olmuyo anne... Ben sevemiyorum.Güvenim mi tam değil insanlara,bunu merak etmiyorum. Mutluluğumu istiyosun... Kendimi kendime bırakmamı sevmiyosun... Bekliyorum anne bekliyorum. Ama ben sensiz kalmak istemiyorum. Bugün düşündüm de yokluğunu ben sensiz ne yaparım anne... Eksik bir yüreğim var,ve o eksikliği sen hissettirmiyosun ama ben yaşıyorum. Odamın camı açıkken dışarıdan gelen bi ses bile ağlatabiliyo beni. "Baba çay ister misin" diyo bi ses. .Bir kız babasına soruyo bu soruyu. Balkonda oturuyolar. Sesleri duyuyorum. Odamda sessiz sessiz ağlıyorum. Susmayı öğreniyorum. Bazen çok ağır geliyor öğrendiklerim bana. Onların ağırlığını çekemiyorum. Haykırıp içimden atmak istiyorum kalbime acı veren herşeyi. Susmak yerine söylemek istiyorum! Küçük bir çocuk gibiyim,söz dinlemeyen. Düşeceğimi bile bile o ağaca çıkıyorum. Düş oluyorum. .Sen biliyorsun, bakkala ekmek almaya gidip gelmek kadar kısa hayat. Yaşa diyorsun. Anne olmamı istiyorsun. Görmek istediklerin var ölmeden. . Ölüm deme anne... Hayat de... Acıları çekmek olgunlaştırdı yüreğimi... Ama yalan anne. Yalan. Ben büyüyemedim. Sustum! Dese! m de inan! ma anne. .Ben susmayı hiç öğrenemedim...

Hiç yorum yok: