.

13 Nisan 2009 Pazartesi

Ah çikolata!


Ah çikolata! diyor şarkının biri. .
Çikolata seven benim dimi? Eveeeet eveeet!:D
Farkındayım,yukarıdaki resimdeki miniğin elinde çikolata falan yok uymadı yani ama sevdim ve eklemek istedim bunu sana niye açıklama gereği duydum?
Çok soru soruyorum yaa sustum!
Neyse saçmalamanın zamanı değil şimdi..
..
...
Düşünüyorum da neden kendimi anlatmak istiyorum sana sayfalarca...? Ve neden akıp giden yılları saydırıyorsun bana? Sen saysana! :D Çok gıcıksın biliyor musun? Bazen deli oluyorum karşında, bazen bi bakıyorum kızdığın çocuk benim! 'Eşşek'diyosun bana: ) Ayıp ama. . . Sevdiklerine öyle dersin sen bide bunu ekliyosun cümlenin sonuna... Ben kim oluyorum ki senin hayatında? Sevdiğin? Sev... Boş...Ver... Yazmak gelmedi içimden, "sen sev onu sev " derken sen,seviyorum dedim ben... İstanbul sevilmez mi? Seviyorum onu çok seviyorum,
o beni seviyor mu bilmiyorum... "Seviliyorsun sen" dedin
ama gerçekten seviliyosam ben...
Bak bu cümleminde sonu bi soru...
.
ßugün yay burçlarının felsefeye olan merakından
bahsetti biri bana... Bu çok doğru...
Zaten hatırlıyorum yıllar yıllar önceydi
ama ÖSS denemelerinde felsefede netlerim iyiydi:D
Bazı sorular var, misal "deneme nasıl geçti"
"iyiydi ya şu kadar şu kadar net yaptım"
demeyi özledim sanırım:D
Neyse nerelere gittim ben yaa öğrencilik bana göre değil.
Belki sonra. Bi iş hayatına atılsam...
Bide canım sinemaya gitmek istedi bugün,
sen bana dedin ya en son hangi filmi izledin diye...
Ya seninle ya da ne bilim kendimle de olabilir
ama ben yalnız sinemaya gitmeyi sevmem ki...

Sen gel o zaman yalnız bırakma beni... Olur mu...?
Gelir misin...? Gülüşünü görebilir miyim bende?
Savurabilir miyim sevinçlerimi senin sevgine?
Olur mu dersin bütün bunlar? ßi hayal mi yoksa yaşananlar?
Bazen karıştırıyorum olanları olacakları.
Şimdi veya sonrayı... Zamanı unutuyorum!
Kendimi unutuyorum! Söyleyeceklerimi,
yazacaklarımı unutuyorum! Öyle bi an oluyor ki
neyi unuttuğumu unutuyorum...

Seninle gülebiliyorum
herşeye rağmen...
...
Yokluğuna,yalan oluşuna,
hep böyle kalacağına emin olmama rağmen
evet gerçek işte hayalden öte... Anlıyor musun?
Çok dedim bugün bunu sana, beni anladığını anlıyorum...
Beni çok iyi tanıdığınıda hissediyorum. Peki bi soru daha sana...
Hadi cevapla! Neyin verdiği bi olgunluk bu?
Birbirimizi bu kadar yakın tanımanın
ama aslında hiç tanışmamış olmamamızın
yaşattığı rahatlık mı aramızdaki?
Bi bilsem... Ne...?

Neyse zaman gibi akıp gitmeli öylece...
Ne olursa olsun,küçük anılarım var geçmişten aklıma gelen.
Yine sen vardın. Yağmur yağıyordu bir yandan.
Çok severim yağmuru demiştim sana. .
Yağmurda yürümeyi falan.
Hatta sen yağmur adından bahsettin
o isimde bi akraban olduğundan...
Bak bunu bile hatırlıyorum.
...
Sana diyorum...

detaylar delisiyim

ben!: )=
.
ßüyük bi terasımız vardı ya çık dedin terasa... Git...
Seni hep dinlerdim,bu zamana kadar hep dinledim!
Hayatımla ilgili kararları verirken bile
fikirlerin önemliydi benim için. Evlilik...Şehir değiştirme gibi vs.
Neyse ne diyordum ben yaaa! Yağmur. Evet yağmur vardı.

Sen git
dedikten sonra gittim!
Durmadım çıktım terasa.Islandı saçlarım.
İçimdeki huzuru sana anlatmaya kalksam şairliğim ayaklanır,ruhum isyanlar çıkarır...
O yüzden anlatmıyorum. Sadece bil istiyorum...
Sadece bil...Ötesinde gözüm yok... Herşey yok oluyor...
Yok! olma! na rağmen nasıl da varsın...
İçimdeki çocuk birtek buna anlam veremiyor..
Birtek buna... Hoşça... KAL...

Hiç yorum yok: