.

18 Ekim 2010 Pazartesi

Böyle ormanın derinliklerinde yalnız kalan ağaçların hüznünü merak eden aklımla, sessizliği dinlerken, yanımda mıydın sen? Fark etmedim, seni tanıyıp tanımadığımı bile hatırlamıyorum..
Uykum geliyor, önümüzde ağaçlar.. Kulağımda kuş sesleri.. Bir bankta yan yana oturan iki yabancı gibiyiz. Oysa sen hayatına ortak etmek isterken beni, ben parkta oyun oynayan çocukları görünce çocukluğum aklıma geldi diyebiliyorum sana. Çok mu çocuk ruhluyum? Çok mu suskunum? Seninle miyim? Galiba evet. Kendimle konuşurken aklıma geldin.. Hava soğuktu hayır hayır sıcaktı.. Bir gelin bir damat vardı.. Sonra çiçekler, mor çiçekler.. Sonra karşı kıyı.. Sonra birlikte yaptığımız o uzun yürüyüş.. Yanımdayken sen? Kendime sorular sormam. Bu adamla mı bir ömür geçicek? Bilmiyorum... En çok bu bilmeyişim beni deli ediyor. Çok kez git dedim, yanımda olmak isteyenlere çok kez 'gelme' dedim... Ama sen? Sana diyemedim.. Nedenleri sorunca bana; hep aynı yalan. "Seninle olmak bana iyi geliyor.." Hayır bu yalan değil. Yalan olursam eğer, hayat benimle çekilmez olur. Söyleyecek sözlerim var elbet, ama önce senin sessizliğini dinlemeliyim.. Bir ara kendime gelirim, ve seni çok özlerim.. Sen özlediğinde beni, anlamam seni, ama severim...

Hiç yorum yok: