.

4 Mayıs 2010 Salı

Susmaya karar versem haykıra haykıra git desem sana... Gülünç duruma düşürsem seni, böyle olmanı anlamasam sonra savaşmanı istesem kendinle... Yılma! desem ağlarken bile... Öylesine bir şarkının gözlerine bıraktığı hüzün gibi, sil beni desem ansızın! Karanlığa sıkıştın! Kalk! desem, yorgun bedenin mi yüreğin mi? Sorsam, cevap vermesen! Sussan, korksan yine... Seni bu hale düşürenlere lanet yağdırsam, yetmese küfür etsem! Olanlara... Olmamışlara!!
Şehir şehir,ülke ülke gezsem...
Son durağım olsan, dursam yolunda..."Artık yoruldum" desem, bir damla su istesem çölünün ortasında, kavrulmuş dudaklarımla, sana anlatsam gördüklerimi. . Konuşsam, sesime dalsan, kendime benzetiyorum seni desem... Duraklasan; daha önce beni hiç görmedin ben olduğunu bile bilmezken, nasıl benzetirsin beni kendine? desen... Bu sefer ben sussam konuşmasam seninle... Hatta küsmüş gibi yapsam ama küsemesem sana,alttan alttan bana savrulan gülümseyişlerine gülümsesem ben de...
Ne varsa sakladığım kuytularda, çıkarsan ortaya! Şaşırsam kalsa/m karşında. .
İnkar etsem çocuk gibi, elimden alınan oyuncak mısın sen!?
Hayır...Bir hayale yazdım ben,
sen değilsin ki bahsettiğim desem!
Ne dersin?

1 yorum:

Profösör dedi ki...

Bir hayale de yassnız tasavvurlarınız daima var olacaktır.